Ben Sana Benzeyen Bir Şehir Daha İstemiyorum.Diye Tanımladığım Antalyaya 1 Şubatta Güzel Bir Uçutan Sonra Vardım.Baba Ocağında ,Annesiz Geçecek İlk Günlerim.Stresi Bir Teleferik Olmuş Zihnimde Son Yaşadıklarımın.
Çantamı Açmadan Salona Geçip Deliksiz Bir Uyku.Gözlerimi Açtığımda 5 Tane yeğenim Baş Ucumda.Biri Telefonumu Açmış Kız Arkadaşına Mesaj Çekiyor Henüz 2 Yaşında.Eşyalarımı Çalan Yeğenlerimden Kendimi Tekrar Eski Halime Çevirmem 15 dk Aldı.Kredi Kartlarımdan Kimliklerime Kadar Herşeyimi Paylaşmışlar.En Kötüsü En Küçük Yeğenime Cüzdanımı Vermişler İçindeki Paralarla Beraber Cüzdanı Yemeye Çalışıyorken Zor Aldım Elinden..
Neyse Akşam Yemeğinde Tüm Aileyi Aynı Sofrada Görmek Sevindirici.İnsanın Böyle Anlarda Çatal,Tabak sesinden Mevleviler Gibi Dönesi Gelir Gerçi Çok Özlediğim Bir Sesti..
Sabah Olduğunda Abim Şirketteki Bozuk Makineleri Bana Göstermek İçin Esofmanla Beni Arabasının Arka Koltuğuna Uyurken Atmış.Uyandım İş Yerinde Herkes Benden Sorunları Çözmemi Bekliyor..Sorunları Dinliyorum.
"Mehmet Bey Bu Makina Çok Isınıyor.."-Altına Buz Kalıbı Koy Ablacım Diyorum..Millet Gülüyor..
"Mehmet Bey Bu Makina Şu Makineyi Görmüyor.." -Görmez Tabi Diyorum."Neden Peki" -Ben Söyledim Ablacım..
"Mehmet Bey Bu Yazıcı Çalışmıyor." - Galiba İzinli Günü Bügün..
"Mehmet Bey Web Sitemizde Fiyat Listesi Güncellenmesi Lazım.." -Ablacım O Web Sitesini Ben Tasarladım Bahsettiğin Fiyat Listesi Orada Yok..Deyip Gülerek Sorunları Çözüyorum..
Derken Mustafa Abi Geldi.Hoş Beş Nasılsınlar vs. Sohbetten Sonra Bana Dönüp:
- Mehmet Bugün Kamp Yapıcam İstersen Benle Gelebilirsin. Dedi.
- Kamp mı? Nerede?
-Adrasanı Geçince Korsan Koyunda. 2 Gündüz 1 gece Kalıcaz.
-Tamam Gelirim.Yanlız Eve gidip Bir Kaç Eşya Almam Lazım..
-Tamam 1 Saate Kadar Burda Ol Diyerek Motorun Anahtarını Uzatıyor.
O Motorla Trafikte Eve Uçuyorum..Eve Varıp Çantamı Ablam,Yeğenlerim,yengelerimin ve Babamın Gözü Önünde Topluyorum.Millet Şaşkın Ablam Soruyor:
-Mehmet abim Daha Dün Geldin Bugün Gidicekmisin? Hayırdır?
-Yok Abla Dün Geldim.Bugün Mustafa Abi ile Kampa Gidicem.
Herkes Onaylıyor.Ve Ben Çantamı Alıp Tam Evden Çıkıcam.Babam Elinde Mini Minnacık Erkek Kardeşimin Oğlu Hikmeti Gösteriyor.
-Madem Gidiyorsun Bunuda Çantaya At.
-Başım Kampa Gitmekler Yeteri Kadar Belada Zaten Baba..
Motora Atlayıp Uçuyorum.Macera Başlıyor.
4x4 jeep'in ön koltuğuna oturuyorum.Jeepin Arkasında 8 metre boyundaki teknemiz ve kamp malzemelerimiz var. Antalya ve Burdurun Yöresel Müzikleri DVD Çalarımıza Koyduk.Ve Yolculuğumuz Başladı. Önce Eski Halin Ordan Akşama Yakacak Odunlarımızı Aldık.Ardından Mobilyacı Ömer Abiyi Antalya-Kemer Arasındakı Dağların Eteğinden Aldık 4 Kişi Olduk.Eğer Kampta 4 Kişiyseniz Kıçınızı Sağlama Almışsınız Demektir.
Mustafa Abinin Jeepi Kulanışı Dikkatimi Çekiyor.Dönüp:
-Mustafa Abi Sanki Son Sürat Değilde, Uçuyor Gibiyiz Diyorum..
Gülerek,Eğlenerek,Bazı Petrollerde İhtiyaçlarımızı Gidererek Yol alıyoruz.Mustafa Abi ve Ömer Abi Efesleri Açıp "Yenge Yenge Kezban Yenge Muhtar mı Oldun Kezban Yenge" Müziğinin Eşliğinde Yudumlarken, Arka Koltuğa Uzanmısız Metin'le Allahın İnsanlara Sunmuş Olduğu O Muhteşem Manzaraları İzleyip Fıstıkları Yiyoruz.İçimden Bir Ses Beni Tetikliyor.Hayatımın Büyük Bir Kısmı Kamplarda Geçmesine Rağmen Sanki 200 yıldır Bu Kampı Bekliyor Gibi Hisediyordum Kendimi.
Önce Beldibini Sonrasında Göynüğü-Kemeri-Çamyuvayı ve Tekirovayı Geçtik.Ve Türkiyede Aşık Olduğum Üç Köşeden Birine Doğru Yol alıyoruz.1.Olimpos-Çıralı-Adrasan, 2.Kaş ve 3.'sü İlk Gençlik, İlk Yaz Aşklarımı Yaşadığım Beldibi..
1999 yılında Büyük Depremde Henüz 18imdeyken Bermuda Resturantında Çalışırken Tanışmıştım Olimpos ve Çıralı İle.Çalıştığım Yere Değil Ama Olimposun Plajına,Yerin Altından Çıkan O Soğuk Suya, Çıralı Dağına Gece 2 Gibi Tırmanıp O Muhteşem Ay Işığı ve Yakamozda Yanar Taşın Kızartığı Sucuk Ekmeğe, O Dibi Kum Olan ve Sürekli Daldığım Denize,İnsanların doğallığına ve Saflığına Aşık Olmuştum.Yol Her Ne Kadar Buraya Uzak Olsada, Olimpos Benim Kalbime Hızlı İnen Sevgi Otoyollarını Kurmuştu.
Çıralı , Olimpos Tabelarını Görüp Antalya - Adrasan Sapağına Geldik. Adrasana İnen Düzgün Yolu Bir Kaç Dakika Kadar Takip Ettik.Ardından Karaöze İnen Ve Dağların Eteklerinden Geçen Çok Eski Bir Dağ Yoluna Girdik.Jeeple Adeta Safari Yapıyorduk. Yolda Önemli Uçurumları Birbir Geçiyorduk.Bir Ara Mustafa Abiye Telefon Gelip Tek Elle Jeepi Kullanmaya Başladığında Metinle, Benim Ödümüz Koptu Ama Sonrada Kurtarınca Kıçımızı İçimize Bir Huzur Doldu.
Yolda Çadırda Yaşayan Tarla İşçilerinden Tutunda Tarihi Özelliğe Sahip Bir Çok Ev,Baraka Gördük.Herşeyden Önemlisi O Muhteşem Manzaraları İnsan Hisedince Tekrar Doğduğunu Hisediyor.Bunun Yanında O Dağ Tepelerde Yaşayan İnsanların Burada Niçin Yaşadıklarını Sorgulamadan Edemiyor İnsan.Neydi Onları Buraya Bağlayan.Teknolojiden Uzak,İnsandan Uzak.Birden İçimde Mantıklı Bir Cevap Oluşturuyorum.Bülbülü Hani Altın Kafase Koymuşlar Ya Yinede Vatanım Demiş.Memleket Diyorum.Karnını Dünya Stresin Uzak Bir Şekilde Doyuran Bu İnsanların Memleketi Burası..
Karaöze İnen Dağ yolunu Bitirip Karaözün İçinden ve Muhteşem Plajından Geçip Toprak ve Çamur Bir Yola Giriyoruz. Ormanın İçinden Yol Aldığımızda Eski Bir Anadolunun Geldiğini Görüyoruz.Birden Duruyor Mustafa Abi.
-Mehmet Bak Bu Amca Gelidonya Fenerinin 1944 ten Beri Bekçisi Olan Amca Diyor.
Bunu Duyunca Şaşkın Bir Şekilde Elini sıkıyorum.Amcan Az İçimiş Gibi Geldi.:)
Tabi Anlıyorsun Bugün 2011 Olmasına Bile Hala Toprak Yol Olan Burasını Adamcağız Hergün Yürüyerek Aşmış.Kaldı ki Gelidonya Fenerinden Aylarca Kasabaya Gelmediğide Ortada.Tekrar Jeepimize Atlayıp Kıvrak Yolları Aşıyoruz.
Ve O Muhteşem Korsan Koyuna Geliyoruz.Bizden Önce Bazı Turistler Gelmiş Resimler Çekiyorlar Şaşkın Şaşkın.Biz İse Teknemizi Sahile Yaklaştırıyoruz.Malzemleri Çıkarıp Oraya Çadırımızı Kuruyoruz.Çat Pat İngilizcemle Merhabalaşıyoruz.Çadırı Kurmamız,Ocağı ve Sobamızı Yakmamız Neredeyse 1 Saat Sürüyor.Mustafa Abi ve Ömer Abi Balık oltalarını Hazırlarken.Metin ve Ben Akşam Yemeği Hazırlarımızı Yapıyoruz.
Çantamı Açmadan Salona Geçip Deliksiz Bir Uyku.Gözlerimi Açtığımda 5 Tane yeğenim Baş Ucumda.Biri Telefonumu Açmış Kız Arkadaşına Mesaj Çekiyor Henüz 2 Yaşında.Eşyalarımı Çalan Yeğenlerimden Kendimi Tekrar Eski Halime Çevirmem 15 dk Aldı.Kredi Kartlarımdan Kimliklerime Kadar Herşeyimi Paylaşmışlar.En Kötüsü En Küçük Yeğenime Cüzdanımı Vermişler İçindeki Paralarla Beraber Cüzdanı Yemeye Çalışıyorken Zor Aldım Elinden..
Neyse Akşam Yemeğinde Tüm Aileyi Aynı Sofrada Görmek Sevindirici.İnsanın Böyle Anlarda Çatal,Tabak sesinden Mevleviler Gibi Dönesi Gelir Gerçi Çok Özlediğim Bir Sesti..
Sabah Olduğunda Abim Şirketteki Bozuk Makineleri Bana Göstermek İçin Esofmanla Beni Arabasının Arka Koltuğuna Uyurken Atmış.Uyandım İş Yerinde Herkes Benden Sorunları Çözmemi Bekliyor..Sorunları Dinliyorum.
"Mehmet Bey Bu Makina Çok Isınıyor.."-Altına Buz Kalıbı Koy Ablacım Diyorum..Millet Gülüyor..
"Mehmet Bey Bu Makina Şu Makineyi Görmüyor.." -Görmez Tabi Diyorum."Neden Peki" -Ben Söyledim Ablacım..
"Mehmet Bey Bu Yazıcı Çalışmıyor." - Galiba İzinli Günü Bügün..
"Mehmet Bey Web Sitemizde Fiyat Listesi Güncellenmesi Lazım.." -Ablacım O Web Sitesini Ben Tasarladım Bahsettiğin Fiyat Listesi Orada Yok..Deyip Gülerek Sorunları Çözüyorum..
Derken Mustafa Abi Geldi.Hoş Beş Nasılsınlar vs. Sohbetten Sonra Bana Dönüp:
- Mehmet Bugün Kamp Yapıcam İstersen Benle Gelebilirsin. Dedi.
- Kamp mı? Nerede?
-Adrasanı Geçince Korsan Koyunda. 2 Gündüz 1 gece Kalıcaz.
-Tamam Gelirim.Yanlız Eve gidip Bir Kaç Eşya Almam Lazım..
-Tamam 1 Saate Kadar Burda Ol Diyerek Motorun Anahtarını Uzatıyor.
O Motorla Trafikte Eve Uçuyorum..Eve Varıp Çantamı Ablam,Yeğenlerim,yengelerimin ve Babamın Gözü Önünde Topluyorum.Millet Şaşkın Ablam Soruyor:
-Mehmet abim Daha Dün Geldin Bugün Gidicekmisin? Hayırdır?
-Yok Abla Dün Geldim.Bugün Mustafa Abi ile Kampa Gidicem.
Herkes Onaylıyor.Ve Ben Çantamı Alıp Tam Evden Çıkıcam.Babam Elinde Mini Minnacık Erkek Kardeşimin Oğlu Hikmeti Gösteriyor.
-Madem Gidiyorsun Bunuda Çantaya At.
-Başım Kampa Gitmekler Yeteri Kadar Belada Zaten Baba..
Motora Atlayıp Uçuyorum.Macera Başlıyor.
4x4 jeep'in ön koltuğuna oturuyorum.Jeepin Arkasında 8 metre boyundaki teknemiz ve kamp malzemelerimiz var. Antalya ve Burdurun Yöresel Müzikleri DVD Çalarımıza Koyduk.Ve Yolculuğumuz Başladı. Önce Eski Halin Ordan Akşama Yakacak Odunlarımızı Aldık.Ardından Mobilyacı Ömer Abiyi Antalya-Kemer Arasındakı Dağların Eteğinden Aldık 4 Kişi Olduk.Eğer Kampta 4 Kişiyseniz Kıçınızı Sağlama Almışsınız Demektir.
Mustafa Abinin Jeepi Kulanışı Dikkatimi Çekiyor.Dönüp:
-Mustafa Abi Sanki Son Sürat Değilde, Uçuyor Gibiyiz Diyorum..
Gülerek,Eğlenerek,Bazı Petrollerde İhtiyaçlarımızı Gidererek Yol alıyoruz.Mustafa Abi ve Ömer Abi Efesleri Açıp "Yenge Yenge Kezban Yenge Muhtar mı Oldun Kezban Yenge" Müziğinin Eşliğinde Yudumlarken, Arka Koltuğa Uzanmısız Metin'le Allahın İnsanlara Sunmuş Olduğu O Muhteşem Manzaraları İzleyip Fıstıkları Yiyoruz.İçimden Bir Ses Beni Tetikliyor.Hayatımın Büyük Bir Kısmı Kamplarda Geçmesine Rağmen Sanki 200 yıldır Bu Kampı Bekliyor Gibi Hisediyordum Kendimi.
Önce Beldibini Sonrasında Göynüğü-Kemeri-Çamyuvayı ve Tekirovayı Geçtik.Ve Türkiyede Aşık Olduğum Üç Köşeden Birine Doğru Yol alıyoruz.1.Olimpos-Çıralı-Adrasan, 2.Kaş ve 3.'sü İlk Gençlik, İlk Yaz Aşklarımı Yaşadığım Beldibi..
1999 yılında Büyük Depremde Henüz 18imdeyken Bermuda Resturantında Çalışırken Tanışmıştım Olimpos ve Çıralı İle.Çalıştığım Yere Değil Ama Olimposun Plajına,Yerin Altından Çıkan O Soğuk Suya, Çıralı Dağına Gece 2 Gibi Tırmanıp O Muhteşem Ay Işığı ve Yakamozda Yanar Taşın Kızartığı Sucuk Ekmeğe, O Dibi Kum Olan ve Sürekli Daldığım Denize,İnsanların doğallığına ve Saflığına Aşık Olmuştum.Yol Her Ne Kadar Buraya Uzak Olsada, Olimpos Benim Kalbime Hızlı İnen Sevgi Otoyollarını Kurmuştu.
Çıralı , Olimpos Tabelarını Görüp Antalya - Adrasan Sapağına Geldik. Adrasana İnen Düzgün Yolu Bir Kaç Dakika Kadar Takip Ettik.Ardından Karaöze İnen Ve Dağların Eteklerinden Geçen Çok Eski Bir Dağ Yoluna Girdik.Jeeple Adeta Safari Yapıyorduk. Yolda Önemli Uçurumları Birbir Geçiyorduk.Bir Ara Mustafa Abiye Telefon Gelip Tek Elle Jeepi Kullanmaya Başladığında Metinle, Benim Ödümüz Koptu Ama Sonrada Kurtarınca Kıçımızı İçimize Bir Huzur Doldu.
Yolda Çadırda Yaşayan Tarla İşçilerinden Tutunda Tarihi Özelliğe Sahip Bir Çok Ev,Baraka Gördük.Herşeyden Önemlisi O Muhteşem Manzaraları İnsan Hisedince Tekrar Doğduğunu Hisediyor.Bunun Yanında O Dağ Tepelerde Yaşayan İnsanların Burada Niçin Yaşadıklarını Sorgulamadan Edemiyor İnsan.Neydi Onları Buraya Bağlayan.Teknolojiden Uzak,İnsandan Uzak.Birden İçimde Mantıklı Bir Cevap Oluşturuyorum.Bülbülü Hani Altın Kafase Koymuşlar Ya Yinede Vatanım Demiş.Memleket Diyorum.Karnını Dünya Stresin Uzak Bir Şekilde Doyuran Bu İnsanların Memleketi Burası..
Karaöze İnen Dağ yolunu Bitirip Karaözün İçinden ve Muhteşem Plajından Geçip Toprak ve Çamur Bir Yola Giriyoruz. Ormanın İçinden Yol Aldığımızda Eski Bir Anadolunun Geldiğini Görüyoruz.Birden Duruyor Mustafa Abi.
-Mehmet Bak Bu Amca Gelidonya Fenerinin 1944 ten Beri Bekçisi Olan Amca Diyor.
Bunu Duyunca Şaşkın Bir Şekilde Elini sıkıyorum.Amcan Az İçimiş Gibi Geldi.:)
Tabi Anlıyorsun Bugün 2011 Olmasına Bile Hala Toprak Yol Olan Burasını Adamcağız Hergün Yürüyerek Aşmış.Kaldı ki Gelidonya Fenerinden Aylarca Kasabaya Gelmediğide Ortada.Tekrar Jeepimize Atlayıp Kıvrak Yolları Aşıyoruz.
Ve O Muhteşem Korsan Koyuna Geliyoruz.Bizden Önce Bazı Turistler Gelmiş Resimler Çekiyorlar Şaşkın Şaşkın.Biz İse Teknemizi Sahile Yaklaştırıyoruz.Malzemleri Çıkarıp Oraya Çadırımızı Kuruyoruz.Çat Pat İngilizcemle Merhabalaşıyoruz.Çadırı Kurmamız,Ocağı ve Sobamızı Yakmamız Neredeyse 1 Saat Sürüyor.Mustafa Abi ve Ömer Abi Balık oltalarını Hazırlarken.Metin ve Ben Akşam Yemeği Hazırlarımızı Yapıyoruz.